top of page

MİRASIN, MİRASI REDDEDEN KİŞİLERİN EŞLERİNE VE ÇOCUKLARINA (MURİSİN TORUNLARINA) GEÇİP GEÇMEMESİ

 

Mirasın, mirası reddeden kişilerin kendi mirasçılarına geçip geçmediğini tespit edebilmek için,  mirasçıların tamamı tarafından reddedilip edilmediğine bakmak gerekmektedir. 

 

 

Mirasın, mirasçıların tamamı tarafından reddedilmesi halinde;

 

1. Çocukların durumu;

Mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras, reddedenlerin çocuklarına geçmez, Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiyeden sonra geride kalan bir şey olur ise miras reddedilmemiş gibi hak sahiplerine verilir. TMK m: 612 "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir, tasfiye sonunda arta kalan değerle, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir" düzenlemesi bulunmaktadır.

 

Uygulamada, vefat eden kişinin borçlu olması halinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Mirasçıların tamamı mirası reddederek murisin borçlarından kurtulmaktadırlar. Tüm mirasçılar reddettiği için borçlar bu kişilerin çocuklarına yani ölen kişinin torunlarına da kalmamaktadır.

 

2. Eşin durumu;

Bir kişi, eşi hayatta iken, eşinin anne-babasının mirasçısı olamaz. Eşinin mirası reddetmesi ile de mirasçılık sıfatı kazanmaz. Bu nedenle herhangi bir işlem yapmasına gerek yoktur, sorumluluğu bulunmamaktadır.

 

 

Mirasçılardan bir kısmının reddetmesi halinde;

 

1. Çocukların durumu;

TMK m:611/1 "yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer” şeklindedir.

 

Söz konusu madde gereği yasal mirasçılardan birinin ya da bir kısmının mirası reddetmesi durumunda, reddeden mirasçı ya da mirasçılar muristen daha önce ölmüş gibi miras, diğer mirasçılara geçmektedir. Daha önce ölmüş gibi ne anlama gelmektedir. Sadece mirası reddeden kişi mirasçı olmamaktadır. Reddeden kişilerin çocukları var ise miras, bunların çocuklarına geçmektedir.    

 

Uygulamada en çok karşılaşılan durum, mirasçılardan birinin borcu var ise, mirastan gelecek  mala haciz konulmaması için mirası reddetmektedir. Fakat bu durumda, sadece kendisinin mirası reddetmesi, çocuklarının mirasçı olmasına engel olmadığından çocuklar, dedelerinden bir mal varlığı kaldı ise alabilmektedirler.

 

Fakat, borçlu olan kişi mirasçılardan birisi değil de, murisin kendisi olur ise nasıl olacaktır. Bu sefer çocuklara dedelerinden mal değil, borç kalmış olacaktır. Bu durumda, çocukların da ayrıdan mirasın reddi davası açması gerekmektedir. Bu şekilde çocuklarda dedelerinden kalan borçlardan kurtulmuş olacaktır. Yani, mirasçılardan biri ya da bir kaçı mirası reddederse, miras bunların çocuklarına ve reddetmeyen mirasçılara kalacaktır. Çocuklar da mirası reddetmek istese, ayrıdan mirasın reddi davası açması gerekmektedir.

 

Çocukların, dedelerinin mirasını reddi usulü iki şekilde olmaktadır. Birinci yol, mirası red davası açan anne-baba, açtıkları davada, çocuklarına (kendisinden sonra gelen mirasçılara) mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını isteyebilir. İkinci yol ise; eğer talep etmezler ve miras kendi çocuklarına geçer ise, çocuklar, anne-babalarının mirası reddettiğini öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay içerisinde dedelerinin mirasının reddi davasını açabileceklerdir. 

 

2. Eşin durumu;

Eş, aynı şekilde bu durumda da mirasçı olmamaktadır. Mirasçı olmadığı için de kendisine herhangi bir hak ya da borç kalmamakta, sorumluluğu bulunmamaktadır. Hukuk sistemimizde, gelin ya da damat, kayınvalidesine ya da kayınpederine doğrudan mirasçı olamamaktadır. Kayınvalide ya da kayınpeder vefat ettiğinde kendi oğulları ya da kızları mirasçı olabilmekte, gelin ya da damat mirasçı olamamaktadır. Ancak oğul ya da kız kendi anne-babalarından sonra vefat ederse o zaman gelin ya da damat kendi eşlerinin mirasçısı olmaktadırlar. 

bottom of page